İSLAM DÜNYASI-4 Suudilerin gönlünde hilafet mi yatıyor?

16.02.2003 Vatan

İSLAM DÜNYASI-4

Suudilerin gönlünde hilafet mi yatıyor?


Şeriatla yönetilme iddiasındaki ülkelerin hemen tümü, kendi islam yorumlarını ve rejimlerini diğer Müslüman ülkelere ihraç etmek istiyorlar. Bu konuda en kararlı olan Suudi kraliyet ailesi. Suud rejiminin en büyük hayalinin hilafeti canlandırıp İslam dünyasının liderliğini üstlenmek olduğu söyleniyor. Bu hayalin gerçekleşmesi için 1962'de Rabıtatül Alem-i İslam, yani Dünya İslam Birliği kısaca Rabıta diye bilinen örgüt kuruldu. 33 ülkede temsilciliği bulunan Rabıta, Batı'da ve eski sosyalist ülkeler başta olmak üzere islam dünyasının hemen hemen her yanında cami ve İslam merkezleri açıp işletiyor, Kuran ve diğer dini yayınlan dağıtıyor, gençlere öğrenim imkanları sunuyor, zor durumdaki Müslüman halklara insani yardım sağlıyor.

Tüm mezarları yıktılar


Rabıta'nın esas hedefi Suudi Arabistan'ın resmi mezhebi Vahhabiliği yaymak. 18'inci yüzyılda Muhammed bin Abdülvahhab tarafından geliştirilen islam'ın bu tutucu yorumu meleklerden, peygamberlerden, ölülerden, velilerden şefaat, yardım ve bağış dilenmeye şiddetle karşı. Nitekim 1803 yılında Mekke'yi ele geçiren Vahhabiler; Hz. Ebubekir, Ömer ve Ali'nin doğdukları evleri, ardından Hz. Muhammed'in dışındaki ilk Müslümanların tümünün mezarlarını yıktılar. Tasavvuf, kelam ve felsefe gibi akımları din dışı gören Vahhabiliğe göre Şiiler de İslamiyet'ten sapmıştır.

İran-Türkiye rekabeti


İran devrimiyle birlikte yıkılma sırasının hangi rejimde olduğu tartışılmaya başlanmıştı. Ve gözler en çok Kuveyt, Bahreyn ve Irak'a, bu arada tabii ki Suudi Arabistan'a çevrilmişti. Suud rejimi islam dünyasını peşinden sürükleme girişiminde başarılı olamadı. Örneğin Riyad'ın geniş maddi desteğiyle güç kazanmış olan sayısız islamcı şahsiyet, örgüt ve partiden birçoğu, Körfez Savaşı sırasında Saddam Hüseyin'den yana tavır aldı. Bunlardan biri de Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan'dı. Suudi Kralı Fahd da buna karşılık olarak Avrupa Milli Görüş Teşkilatı'na tanımış olduğu hacı kotasını azalttı.

Sovyetlerin dağılması


Bu uğurda bir bakanlık kuran, terör dahil her türlü yöntemi meşru gören İran da devrimini ihraç etmede başarısız kaldı. Bu iki ülke, bir yandan birbirlerine diğer yandan bir başka güce karşı mücadele ettiler: Türkiye! Rekabet bölgeleri ise Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya'ydı. Türkiye, "Adriyatik'ten Çin Denizi'ne Türk asrı" sloganıyla hedefini çizmişti. Yoğunlaşan diplomasiye ek olarak Diyanet işleri Başkanlığı Kuran dağıtıyor, cami inşa ediyor, Avrasya Din Şurası gibi faaliyetler yürütüyor, işadamları bu bölgelerde mekik dokuyordu. Bu arada Fethullah Gülen cemaatinin, bir dönem devletin onayını da almış olan eğitim alanındaki çalışmaları dikkati çekiyordu.
İTÜ öğretim üyesi Doç. Gökhan Çetinsaya, Orta Asya'daki yeni çekişmenin bilançosunu şöyle çıkarıyor: "Sovyetler Birliği dağıldığında, Batılı uzmanlar bu bölgede büyük bir Türk, Iran ve Suudi Arabistan rekabeti yaşanabileceğini öngörüyorlardı. Ama bugün böyle bir rekabetin yaşanmadığını görüyoruz. Sovyetler Birliği tam anlamıyla bir boşluk bırakmadı. Rusya bu boşluğu doldurmaya talip oldu. Bu ülkelerin siyasi, ekonomik ve kültürel problemleri vardı. Türkiye, Iran ve Suudi Arabistan'ın tek başına bu sorunları çözebilecek ne mali ne de siyasi kapasiteleri vardı. Son olarak belki şunu vurgulayabiliriz. Sovyet modelinden yeni kurtulmuş bu ülkelerin belki de bir İran modelini, bir Suudi modelini ya da bir Türkiye modelini benimsemeye hiç mi hiç niyetleri yoktu. Onlar çıkarlarını maksimuma getirecek şekilde çok taraflı bir dış politika izlemeye başladılar."



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 İSLAM DÜNYASI-1 Ayrı dünyaların Müslümanları 13.02.2003
2 İSLAM DÜNYASI-2 Demokrasiyle İslam düşman değil dost 14.02.2003
3 İSLAM DÜNYASI-3 Sağ ve Sol gerileyince İslamcılık güç kazandı 15.02.2003
4 İSLAM DÜNYASI-4 Suudilerin gönlünde hilafet mi yatıyor? 16.02.2003
5 İSLAM DÜNYASI-5 İslami hareket bitmez ancak şekil değiştirir 17.02.2003

Son makaleler (10)
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı