Cemaat ve hükümet nihai kapışmayı erteliyor: Hasar tespit raporu-5

20.02.2014 Vatan
Lire en Français

Gülen cemaatiyle AKP hükümeti arasındaki savaşın ilk hasar tespit raporunu 20 Aralık'ta, dördüncü ve sonuncusunuysa 10 Ocak'ta yazdım. Geçen süre zarfında savaşın her iki tarafa ve üçüncü şahıslara verdiği hasar iyice arttı. Şu ana kadar yaşananlar "bu savaşın kazananı olmayacak, kimin daha çok ya da daha az kaybettiğine bakmamız gerekecek" önermesini fazlasıyla doğruluyor. Fakat son tahlilde kimin neyi ne kadar kaybedeceğini kestirebilmemize yardımcı olacak ölçüde net bir tabloya hâlâ sahip değiliz, olacağa da benzemiyoruz.

Acil galibiyet arayışı

Gelinen aşamayı, bir dostum, Hakan Altınay şöyle özetledi: "Mağlubiyetin bedeli her iki taraf için de artıyor. Bu yüzden her iki taraf da acil galibiyet istiyor ve savaşın dışında kalanları yanına çekebilmek için hoyratça davranıyor."
Hakan'a katılıyorum ve onun saptamasını biraz daha ayrıntılandırmak istiyorum: Gerçekten de savaş iyice kızışmış durumda ve zaman geçtikçe, şiddet arttıkça bedel daha da artıyor. Bu nedenle hem Cemaat, hem hükümet bir an önce savaşı sonlandırmak istiyor. Tarafların ayrı ayrı, savaşın akışını büyük ölçüde değiştirebilecek, hatta savaşı bitirebilecek malzeme ve imkanlara sahip olduklarını düşünmek için çok nedenimiz var. Fakat daha önce "Paralel devlet" operasyonu neden başlamıyor? başlıklı yazımızda değindiğimiz gibi nihai kapışmaya kapı aralayacak bu türden büyük stratejik hamleler, her türlü geri dönüş imkanını ortadan kaldıracağı ve yanlış ayarlanması durumunda hedefi değil özneyi zor durumda bırakabileceği gibi nedenlerle sürekli erteleniyor.

Savaşın yükünü başkasının sırtına yıkmak

Hal böyle olunca savaşın tarafları, kendilerinin daha az, rakiplerinin daha çok yıpranması için üçüncü şahısları kendileri lehine savaşa sokmaya çalışıyorlar. Cemaat'in Başbakan Erdoğan'la sorunları olan bazı aydınları, hükümetin de Cemaat ile sorunları olan bazı kişi ve kurumları, mesela kimi İslami cemaatleri yanına çekmesini bu stratejinin başarılı örnekleri olarak zikredebiliriz.
Ancak son internet yasası örneğinde gördüğümüz ve muhtemelen HSYK yasasında da göreceğimiz gibi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, hükümeti değil de, dolaylı da olsa bu savaşta onu yanında görmek isteyen kesimleri hayal kırıklığına uğrattı. Benzer bir şekilde Kürt siyasi hareketi de, Roboski ve Paris katliamlarını MİT ile (dolayısıyla hükümetle) doğrudan irtibatlandıran belgelerin yayınlanmasına rağmen, Abdullah Öcalan'ın deyimiyle "yangına benzin dökmeyerek" hükümeti rahatlattı.

En büyük kaybeden: medya

17 Aralık'tan bu yana başta Cemaat ve hükümet, dolayısıyla Gülen ve Erdoğan olmak üzere çok sayıda kurum ve kişi alabildiğine yıprandı, fakat genel bir bilanço çıkarılacak olursa en büyük zararı, zaten itibarı yerlerde sürünen medyanın gördüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz.
Tarafların birbirlerini yıpratmak için, pokerde karşılıklı restleşir gibi sosyal medyadan dolaşıma soktukları telefon dinleme kayıtlarından, ülkemiz medyasının üzerinde iki büyük gözün, Erdoğan ve Gülen'in bulunduğunu öğrenmiş durumdayız.
Öte yandan, düne kadar içtikleri su ayrı gitmeyen, birlikte kurdukları medya derneği aracılığıyla iletişim dünyasını siyasi iktidara göre dizayn etmeye çalışan gazeteciler ve onların kurumları arasındaki savaş ürkütücü boyutlarda seyrediyor.
Eskiden devlet içindeki "paralel" yapının medyadaki uzantıları tutuklanacak gazetecileri gazete köşelerinden, internet sitelerinden veya televizyon programlarından ilan eder, özel yetkili savcılar da kısa sürede meslektaşlarımızı, "açıklayamayacakları" (aslında hiç olmayan) delillerle tutuklardı.
Şimdiyse, iddiaya göre, hükümete yakın isimler bazı meslektaşlarını arayıp yazıp söylediklerine dikkat etmeleri uyarısında bulunuyorlarmış.
Bu iddianın doğru olmamasını temenni etmekten başka yapacak bir şey yok maalesef.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 Cemaat-hükümet savaşı: Hasar tespit raporu-1 20.12.2013
2 Esas hedef Erdoğan’ın bizzat kendisi: Hasar tespit raporu-2 26.12.2013
3 Gülen sustu sulh havası hakim oldu: Hasar tespit raporu-3 29.12.2013
4 Cemaat için zor günler başladı: Hasar tespit raporu-4 10.01.2014
5 Cemaat ve hükümet nihai kapışmayı erteliyor: Hasar tespit raporu-5 20.02.2014
6 Cemaat ile hükümet barışabilir mi? Hasar tespit raporu-6 27.03.2014
7 Hasar tespit raporu 7: Savaş bitti ve Cemaat kayıp mı etti? 21.04.2014
8 Hasar tespit raporu-8 Cemaat ağır yaralı 17.12.2014
9 Hasar tespit raporu-9 Cemaat’e karşı “başkomutan” Erdoğan 18.12.2014
10 Hasar tespit raporu-10: İktidar savaşı bitti, Cemaat'i tasfiye süreci başladı 11.11.2015
11 Hasar tespit raporu 11: Sivil kanadı sivil olmayan kanada kalkan olunca Cemaat topyekûn kaybetmeye başladı 20.12.2015
12 Erdoğan-Gülen savaşı - hasar tespit raporu - 12 02.06.2016
13 Gülen ve cemaati için yolun sonu mu? Hasar tespit raporu 13 28.07.2016

Son makaleler (10)
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı