Öcalan nasıl yakalandı?

28.11.2007 Vatan

PKK’NIN KARAKUTUSU KANİ YILMAZ’IN “DİPLOMASİ” ANILARI/2

Uzun yıllar PKK’nın Avrupa sorumluluğunu üstlenen Kani Yılmaz (Faysal Dunlayıcı) öldürülmeden önce kaleme aldığı anılarında Öcalan’ın 1998 Ekim ayında Suriye’den çıkıp Kenya’da yakalanmasına kadarki süreçte yaşanan ve çoğu bilinmeyen olayları gün ışığına çıkarıyor. 2004’te ayrıldığı PKK tarafından 11 Şubat 2006’da Süleymaniye’de arabasına bomba konarak öldürülen Yılmaz’ın anıları, örgütün Avrupa’nın birçok ülkesinde, hatta Afrika’da üst düzey devlet adamları, siyasetçiler ve istihbaratçılarla kolaylıkla ilişki kurabildiğini gösteriyor.

Yılmaz, Öcalan’ın PKK’nın Avrupa örgütünden habersiz Suriye’yi terk ettiğini ve kendileriyle ilk kez 11 Ekim 1998 günü Rusya’dan temas kurduğunu ve hemen Med TV’de yayına çıkmak istediğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “O dönemde Med TV’ye Türkiye’den ekran karartıcı sinyaller gönderiliyordu. Yayın yapılıyordu ama dışarıdan TV izlenemiyordu. Günay Arslan’ı Londra’ya gönderdik. Hıristiyanlara ait bir televizyonun küçük bir odası hazırlandı. Öcalan 12 Ekim’de ilk canlı yayına katıldı. Sonraki bir ay içinde kendisi veya onun adına Mahir Welat (PKK Rusya sorumlusu) TV üzerinden açıklamalarda bulundu.”

’Rusya sıcak bakıyor’

Yılmaz, Öcalan’ın Rusya’da kalacağını sandıklarını, zaten onun da 1998 Kasım başında “Rusya Parlamentosu’nda siyasi ilticamın kabulü için karar alındı. Hükümet de buna sıcak bakıyor. Yakında pasaport verecekler” dediğini aktarıyor.
Evdeki hesap çarşıya uymaz ve 9 Kasım sabahı Welat, Yılmaz’ı arar: “12 Kasım’a kadar buradan çıkmak zorundayız. Tartışma, yer hazırla.” O dönemde İtalya’da bulunan Akif Hasan, Öcalan’ın bu ülkeye gidebileceğini söyleyince PKK’nın kurmayları hızlı biçimde Roma’da buluşurlar. İlk iş Öcalan’ı ararlar ve ondan “Ne olursa olsun oraya geleceğim, hükümete bunu kabul ettirebiliyorsanız, bu iyidir. Bu olmazsa da oldu bittiye getirerek Roma’ya inecek ve iltica edeceğim” sözlerini duyarlar.
PKK’lılar, Şam’da Öcalan’ı ziyaret etmiş olan Yeniden Yapılanma Komünist Partisi milletvekilleri Ramon Montovani ve Walter de Cesaris aracılığıyla Massimo d’Alema liderliğindeki koalisyon hükümetiyle ilişkiye geçerler. Adalet Bakanlığı ile yapılan görüşme sonucunda Montovani’nin Rusya’ya gitmesi ve Öcalan’la pazarlık etmesinde anlaşılır. Montovani, yanında PKK’lı Ahmet Yaman ile Moskova Havaalanı’na iner. Onları orda Öcalan, Welat ve Rus istihbaratçılar beklemektedir. Gerisini Yılmaz’dan dinleyelim: “Öcalan’ın uçağının kalkmasına yarım saat kalmıştı. Montovani şunları söyledi: ’Ülkemize gelebilirsiniz. Ama ltica kabul süreci olacak, bu sırada tutuklu da kalabilirsiniz. Ayrıca Almanya’nın hakkınızda tutuklama kararı var.’ Öcalan riskleri kabul etmişti. Montovani durumu hükümete bildirdikten sonra hep birlikte Roma uçağına bindiler.”
Öcalan’ın Roma günleri medya sayesinde Türkiye’de de izlendi. Yılmaz, Fransa eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın eşi Danielle Mitterand’ın iki kere, birinde Paris Kürt Enstitüsü Başkanı Kendal Nezan’la geldiğini, nedense İtalyan hükümetinin Nezan’ın Öcalan’la görüşmesine izin vermediğini belirtip Bayan Mitterrand’ın şunları söylediğini aktarıyor: “Avrupa’daki etkimizi kullanarak seni sahipleneceğiz. Kişisel olarak bütün gücümü kullanacağım. Fakat sen mümkün olduğunca barışçıl mesajlar ver. İltica süreci işliyor. İtalya’dan ayrılma, başka yer aklından geçmesin.”
Yılmaz, desteklerden cesaret alan Öcalan’ın “Kürdistan’a geldik halklaştık, Ortadoğu’ya çıktık ordulaştık, Avrupa’ya çıktık devletleşeceğiz” dediğini vurguluyor. Fakat kısa süre içinde Türkiye, ABD ve İngiltere’nin baskıları, muhalefet lideri Berlusconi’nin verdiği gazete ilanları İtalyan hükümetini sıkıştırmaya başlar ve PKK’lılar liderleri için yeni ülke aramaya koyulurlar.

Fransızlar’dan garip öneri

PKK’lIlar, Bayan Mitterrand’dan da aldıkları destekle Fransa’ya epey güvenmektedirler. Öcalan’ın İtalya’da durumu sallantıya girince Dilan kod adlı Şemse Kılıç (Kenya’da yakalandığında Öcalan’ın yanında olan ve Fransızca bilen PKK militanı) başkanlığında bir heyet Paris’e yollanır. Orada Ali Gazi aracılığıyla Fransız aristokrasisinden bir isime, onun sayesinde de hükümete ulaşılacaktır.
Yılmaz şöyle anlatıyor: “Arkadaşlarımıza Fransızlar Afrika’daki bir sömürgelerini önermişlerdi. ’Afrika’ya gönderelim, bir süre orada kalsın, mesele soğuyup tepkiler azaldıktan sonra tekrar ülkemize alabiliriz’ diyorlardı. Elbette bu güvenli değildi ve biz reddettik.”

Almanya’nın PKK ilgisi

YIlmaz’ın kitabında PKK’nın Alman devletiyle değişik dönemlerde kurduğu ilişkilerle ilgili ilginç bilgiler yer alıyor. Örneğin Öcalan’ın Roma sürecinin ortasında örgütün Rusya sorumlusu Mahir Welat, Alman istihbaratçılarla Ermenistan’da görüşür. Yılmaz şöyle anlatıyor: “Neden başka bir yerde değil de Ermenistan’da görüştüklerini Mahir şöyle izah ediyordu: 1986-87 yıllarında Ali Haydar Kaytan ve Duran Kalkan Almanya’da yakalandıklarında Mahir Welat da oradaydı ve onun hakkında da bir tutuklama kararı vardı. Ermenistan o yüzden seçilmişti.”
Öcalan’ın Roma’dan çıkmak zorunda kalması üzerine Yılmaz, Mizgin Şen ve Emin Kaya adlı diğer örgüt üyeleriyle Alman yetkililerle temasa geçerler. Düsseldorf yakınlarındaki bir oteldeki buluşmaya, Yılmaz’a göre Alman istihbaratı ve Adalet Bakanlığı temsilcileri de katılmıştı. Gerisini Yılmaz şöyle anlatıyor:
PKK’lılar: Öcalan hakkında 1990 tarihli tutuklama kararınız var. Kendisi hesap vermeye hazır. Ülkenize gelmek istiyor. Zaten kendisini arıyorsunuz. Kendisi de gelip tutuklanmayı göze alıyor.
Alman yetkililer: Ülkemiz kesinlikle böyle bir durumu kaldıramaz. Avrupa’da en fazla Kürt ve Türk nüfusu bizim ülkemizdedir. Bu durum bizim ülkemizi savaş alanına dönüştürür. Zaten o tutuklama kararını da kaldıracağız.
Nitekim Almanya Öcalan hakkındaki tutuklama kararını kaldırır ve kendisini bilgisayardan çıkarır.
Yılmaz kitabında, 1990 başlarında PKK’nın Almanya başta olmak üzere Avrupa’da şiddet eylemlerine yönelmesi üzerine, Alman Anayasayı Koruma Örgütü’nden (Alman iç istihbarat kuruluşu) bir heyetin Şam’a giderek bizzat Öcalan’la görüştüklerini anlatıyor. Yılmaz’a göre PKK lideri Almanlara tırmanan eylemlerden sorumlu olmadığını ileri sürmüş, ama talimatların bizzat kendisinden geldiğini kanıtlayan belgeler sunulunca Alman halkından özür dilemiş.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
15.09.2024 Erdoğan’ın “din düşmanları”na ihtiyacı var
08.09.2024 Erdoğan genç teğmenlerden rahatsız
06.09.2024 Ruşen Çakır, Kemal Can ve Kadri Gürsel ile Haftaya Bakış (230): CHP iktidara yürüyor mu? Sisi-Erdoğan kavuşması - Teğmenlerin kılıçlı yemini
05.09.2024 Bir mozaik olarak Türkiye (4): Pakrat Estukyan Türkiye’de Ermeni olmayı anlatıyor: “Yegâne talebimiz eşit yurttaşlık”
04.09.2024 31 Mart’ta AKP ile seçmeni arasında ne oldu? Feyza Akınerdem ile söyleşi
04.09.2024 Transatlantik: Sisi-Erdoğan kardeşliği, BRICS Türkiye’ye ne katar? Netanyahu neden ateşkes istemiyor?
03.09.2024 “Erdoğan iyi, çevresi kötü” önermesinde son durum
02.09.2024 Kara Harp Okulu’ndaki “Subaylık Yemini” olayı: Hakan Şahin ile söyleşi
01.09.2024 Ayrılar aynı yerde: Kuvvet komutanları, HÜDA PAR, MHP…
31.08.2024 Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Atatürk’le alıp veremediği ne olabilir?
15.09.2024 Erdoğan’ın “din düşmanları”na ihtiyacı var
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
11.02.2016 Hesabên herdu aliyan ên xelet şerê heyî kûrtir dike
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı