Kürt hareketi solcu mu, milliyetçi mi?

19.10.2011 Vatan
Read in English

Kürt hareketini anlamak/3

PKK örgütlenmesinde ve faaliyetlerinde Stalinist yöntemleri benimseyen, bağımsız ve birleşik sosyalist bir Kürdistan’ı hedefleyen, Türk sosyalist solunun içinden çıkmış Marksist-Leninist bir örgüttü. Adında “işçi” kelimesi, ambleminde de “orak-çekiç” vardı. PKK’lılar, diğer Kürt solcuları gibi kesinlikle milliyetçi olmadıklarını iddia eder ama Türk solunu kolay kolay ikna edemezlerdi. Bununla birlikte “ezilen ulus milliyetçiliği” adı verilen bir kategoride değerlendirilir ve “milliyetçilik” kusurları, basitçe söyleyecek olursak, hoşgörülürdü.

Aradan yıllar geçti, yasal ve yasadışı bir dizi küçük parti ve fraksiyonun toplamı haline gelen sosyalist Türk solu iyice marjinalleşti, buna karşılık PKK’nın başını çektiği Kürt siyasi hareketi, Türkiye’de mevcut siyasi iktidarı tehdit eden yegane güç haline geldi. Buna ek olarak Kürtlerin yaşadığı diğer coğrafyalarda da nüfuz sahibi oldu. Nitekim sosyalist solun bazı unsurları, bugün Kürt siyasi hareketinin çatısı altında varlığını sürdürmeye çalışıyor. Örneğin yıllardır lafı edilen “çatı partisi” şu günlerde hayata geçeceğe benziyor ama bunun pek anlamlı olacağını sanmam.

Yelpazenin tüm renkleri

“Neden?” diye sorulacak olursa 1990 sonlarında Güneydoğu’da bir belediye başkanıyla yaptığım sohbeti aktarmak isterim. Tam emin değilim ama o zamanki partisi HADEP olmalı. Her neyse, kendisi “Ben siyasi olarak merkezde olan, liberal diyebileceğiniz biriyim. Ama parti yönetiminde, bildiğiniz gibi sol görüşlüler çoğunlukta. Aslında partide benim durumumda olan, yani siyasi yelpazenin farklı uçlarında yer alan çok insan var. Eğer bir gün Kürt sorunu çözülürse, sanıyorum o zaman herbirimiz kendi partilerimizde yer alırız” demişti. Kürt siyasi hareketine esas rengi, “sol”un değil “milliyetçilik”in verdiğini kavramamda bu sözler hayli etkili olmuştur. Duran Kalkan, Cemil Bayık gibi PKK liderlerinin, BDP’nin önde gelen birçok isminin eski sol jargonla konuştuğunu; hareketin yasal ve yasadışı alanlarındaki eğitim faaliyetlerinde halen Marksizm-Leninizmin esas alındığını biliyorum. Ama sosyalist sistemin çökmesinin ardından önce orak-çekiçe veda eden PKK’nın, dilini pek olmasa da yönelimini iyice Kürtlüğe kaydırdığını da biliyorum. Yani solculuk Kürt hareketinde artık “nostaljik bir süs”tür.

Sonuç olarak günümüzde Kürt hareketinin gücü de, güçsüzlüğü de milliyetçilikten gelmektedir. Milliyetçiliğin sunduğu imkanlardan sonuna kadar yararlanan bu hareketin militanlarının, onun dezavantajlarından sakınma adına kendilerinden “yurtsever” diye bahsettiklerini, “tüm Türkiye’yi kucaklama” gibi gerçekleşmesi asla mümkün olmayan bir hedefi dillendirdiklerini görüyoruz.

Yeniden İslam faktörü 

Bu bağlamda, yazı dizimizin ilk iki gününde irdelediğimiz Kürt hareketi-İslamiyet ilişkisine dönecek olursak, Kürt siyasi hareketinin İslam diniyle ve dolayısıyla dindar Kürtlerle arasındaki mesafeyi kapatmasını PKK’nın “taktiği” olarak görenler yanılırlar. Bu, son derece doğal, hatta bu hareket içinde epey etkili kişilerin istememesine rağmen, büyük ölçüde kendiliğinden gelişen bir süreçtir. Nasıl Türk milliyetçiliğinde dini muhafazakârlık baskın bir öğeyse, Kürt milliyetçiliğinde de benzer bir sentezin ortaya çıkması, bu hareketi yönetir gözükenler istemese de, kaçınılmazdı ve galiba şu günlerde tam da buna tanık olmaktayız.

İşte yeni Kürt hareketi PKK’yı tam da bu noktada zorluyor. Çünkü günümüzde hareket içinde milliyetçilikle uyum sağlayabilenler yükseliyor, sağlayamayanlarsa giderek etkisizleşiyor. Bu köklü ideolojik dönüşüme karşı bir direnişin olması ve bunun da iç çekişme ve hatta çatışmalara yol açması son derece olağandır.

Kürt hareketinin milliyetçi çizgide yol aldıkça daha da kapsayıcı olduğunu, kitleselleştiğini ve meşruiyet kazandığını görüyoruz. Bunun doğal sonucu olarak silah, terör eylemleri, bu hareketin önünü açmak yerine kapatıyor. Sanıyorum yeni Kürt hareketi en kısa sürede silahla ilişkisini sonlandıracaktır. Devletin ve Türk kamuoyunun müdahil olması halinde bu silahsızlanma süreci daha hızlı ve daha az sancılı olur.

Farkındayım, dün söz verdiğim devletin “iyi Kürt” yaratma politikasını ele alamadım. Yarın devam ederiz.

***


Yazıyı yazmaya oturduğumda Bitlis’teki terör saldırısı haberi geldi. Görüldüğü gibi PKK esas eylem alanı olarak kent merkezlerini ve esas hedef olarak da polisleri seçmiş durumda. Lanet olsun!

Şehit polislere, hayatlarını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet diliyorum. Bu tür saldırılar, bir yandan Kürt sorununu ve dolaysıyla hareketini anlama ve anlatma çabalarımızı sabote ederken, diğer yandan daha da zaruri hale getiriyor. Kısacası, teröre inat, yazmaya devam.

Yarın: Yeni Kürt hareketi PKK’yı nerelerde zorluyor?



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 Kürt hareketi özüne mi dönüyor? 17.10.2011
2 Devlet din kartıyla Kürtleri neden kazanamadı? 18.10.2011
3 Kürt hareketi solcu mu, milliyetçi mi? 19.10.2011
4 Susmak değil, yeni şeyler söylemek zamanı 20.10.2011

Son makaleler (10)
15.09.2024 Erdoğan’ın “din düşmanları”na ihtiyacı var
08.09.2024 Erdoğan genç teğmenlerden rahatsız
06.09.2024 Ruşen Çakır, Kemal Can ve Kadri Gürsel ile Haftaya Bakış (230): CHP iktidara yürüyor mu? Sisi-Erdoğan kavuşması - Teğmenlerin kılıçlı yemini
05.09.2024 Bir mozaik olarak Türkiye (4): Pakrat Estukyan Türkiye’de Ermeni olmayı anlatıyor: “Yegâne talebimiz eşit yurttaşlık”
04.09.2024 31 Mart’ta AKP ile seçmeni arasında ne oldu? Feyza Akınerdem ile söyleşi
04.09.2024 Transatlantik: Sisi-Erdoğan kardeşliği, BRICS Türkiye’ye ne katar? Netanyahu neden ateşkes istemiyor?
03.09.2024 “Erdoğan iyi, çevresi kötü” önermesinde son durum
02.09.2024 Kara Harp Okulu’ndaki “Subaylık Yemini” olayı: Hakan Şahin ile söyleşi
01.09.2024 Ayrılar aynı yerde: Kuvvet komutanları, HÜDA PAR, MHP…
31.08.2024 Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Atatürk’le alıp veremediği ne olabilir?
15.09.2024 Erdoğan’ın “din düşmanları”na ihtiyacı var
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
11.02.2016 Hesabên herdu aliyan ên xelet şerê heyî kûrtir dike
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı