Gülen cemaati parti kurar mı?

23.01.2014 Vatan

Diyelim ki bundan 3 ya da 5 yıl önce "Gülen cemaati parti kurar mı?" sorusu asla sorulmazdı. Çünkü, siyasetle fazlasıyla içli dışlı olmasına ve kimi seçimler öncesinde bazı partileri desteklediği yolunda ciddi spekülasyonlar yapılmasına rağmen Cemaat "partilerüstü" olarak görülürdü. Bu noktada en ciddi ve açık istisna, Gülen'in evet oyu için gerekirse ölülerin bile mezarlarından çıkarılması çağrısı yaptığı 12 Eylül referandumudur. Ne var ki Cemaat sözcüleri, CHP ve MHP'nin hayır dediği, BDP'in boykot ettiği referanduma evet demenin AKP'ye destek anlamına gelmediğinde ısrarcılar.

Çok sepette çok yumurta

Cemaat'in tarihinde siyasete ve partilere bakışta inişli-çıkışlı bir grafik karşımıza çıkıyor. Gülen, Nurcu hareketin ana gövdesinden kopunca kayıtsız şartsız Adalet Partisi'ni destekleme çizgisini de bırakmış, hatta bu nedenle Necmetin Erbakan'ın Milli Selamet Partisi ile de kısmi ve geçici bir yakınlaşma yaşamıştı. Daha sonra siyasi partilere karşı "tüm yumurtalarını tek sepete koymama" olarak özetleyebileceğimiz bir strateji benimseyen Gülen'in Turgut Özal ve ANAP'la iyi ilişkileri olduğunu biliyoruz. ANAP'ın çözülüp Refah Partisi'nin yükseldiği 1990 başlarından itibarense, merkez sağ ve sol partilerin hemen tümü Gülen ve cemaatini bir tür cankurtaran simidi olarak gördü; o da bu konuma fazla itiraz etmedi. Hatta 28 Şubat sürecinin ilk günlerinde ordunun da bu konumun sürmesini isteyebileceği düşünüldü ama olmadı.
Cemaat'in AKP ile ittifaka gitmesi birçoklarına normal geliyor ama bu iki hareketin karşılaştırmalı tarihini bilenler için bu gelişme bir tür sürprizdi. Buna bağlı olarak, asker başta olmak üzere eski iktidar sahiplerinin tasfiyesinin ardından yolların ayrılması, her ne kadar çok erken ve şiddetli olsa da, şaşırtıcı olmadı.

Alternatif sorunu

Ancak 17 Aralık sürecinde Cemaat'in önünde çok ciddi bir sorun var: AKP'ye karşı destekleyebileceği elle tutulur bir alternatif yok. CHP ve MHP'nin neden olamayacağını uzun uzun anlatmaya gerek yok. Kimileri bir seçenek olarak BBP'yi işaret etse de bu partinin Cemaat'in ufkuna denk gelmesi imkansız. Bu bağlamda Başbakan Erdoğan'ın Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu'yu partisine kazandırırken Gülen'in muhtemel siyasi hesaplarını da gözetmiş olabileceği yorumlarını yabana atmamak lazım.
Şu aşamada geriye alternatifi AKP içerisinden çıkarma seçeneği kalıyor. Bunun da kabaca iki yolu var: Yeni isitifalarla AKP'yi zayıf düşürüp buradan yeni bir parti çıkarma ve Erdoğan'ı iyice yıpratıp yerine yeni ve Cemaat'e yakın bir ismi getirme.
Her iki senaryo da bana gerçek dışı ve üstü görünüyor. 17 Aralık sürecinin başından beri ana hedefinin Erdoğan olduğunu vurgulamama rağmen Cemaat'in bunu aleni bir şekilde yapmaya çalışmasının birçok açıdan bir tür intihar olacağı kanısındayım.

Yerel seçimlerden sonra

Sanıyorum en gerçekçisi yerel seçimleri beklemek olacak. Çünkü bu seçimlerin AKP ile Cemaat, Erdoğan ile Gülen arasında yaşanacağı kesinleşti. Eğer AKP bu seçimlerden bir zaferle çıkarsa CHP, MHP ve diğer rakip partilerden ziyade Cemaat'in kaybettiğine hükmedeceğiz. Eğer tersi olup AKP İstanbul veya Ankara'dan birini veya ikisini birden kaybederse Cemaat'in zaferinden bahsedeceğiz.
Eğer ikinci şık olursa Cemaat Türkiye'nin birinci gücü olarak sivrilir ve ülkenin siyasi hayatı büyük ölçüde Pennsylvania'dan belirlenir. Bu bağlamda AKP'den kopuşlar, Erdoğan'ın liderliğini kaybetmesi, yeni ve iktidar alternatifi bir partinin kurulması gibi seçenekler gündeme gelebilir.
Dolayısıyla bu seçimler hem Erdoğan hem Gülen için bir varolma ve varkalma anlamı taşıyor.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı