Geleneksel Erbil, modern Süleymaniye

15.03.2013 Vatan

Yaklaşık 1,5 ay önce foto muhabiri arkadaşım İlker Akgüngör’le Irak Kürdistanı’na gittiğimizde ağırlıkla Erbil ve Kerkük’te çalışmış, Süleymaniye’ye ise bir tatil günü birkaç saatliğine uğramıştık. Bu sefer Irak Amerikan Üniversitesi’nin düzenlediği “Süleymaniye Forumu” vesilesiyle Süleymaniye’de iki tam gün geçirmek ve bu şehri daha yakından tanımak imkanına sahip oldum. Böylece hep duyduğum, bizde bir zamanlar romanlara konu olan “Fatih-Harbiye” zıtlığını andıran Erbil-Süleymaniye farklılığına bizzat tanıklı ettim.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin başkenti olan Erbil, Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) ağırlıkta olduğu, muhafazakâr kimliğiyle öne çıkan, yani geleneği temsil eden bir şehir. Irak Kürtleri için öteden beri eğitim ve kültür merkezi olan Süleymaniye ise modernliğin taşıyıcısı olarak biliniyor. Celal Talabani’nin lideri olduğu Kürdistan Yurteverler Birliği’nin (KYB) ve yakın dönemde ondan kopan liberal eğilimli Goran Hareketi’nin egemen olduğu Süleymaniye ve çevresinde İslamcı hareketlerin de belli bir gücü var.
Süleymaniye’de, Selahattin Eyyubi okullarında görev yapan Gülen hareketi mensupları da Erbil’in muhafazakâr, Süleymaniye’nin modern olarak tanımlanmasının doğru olacağını söylüyorlar ve kendi tercihlerini sorduğumuzda hiç tereddütsüz “tabii ki Süleymaniye!” cevabını veriyorlar. Hele daha önce Erbil’de çalışmış olanlar bu yer değişikliğinden son derece memnun olduklarını gizlemiyorlar.
Daha önceki yazı dizimizin ilk bölümünde (İlk izlenimler: Irak Kürdistanı’ndaki Türkiye realitesi) Irak Kürdistanı’nda Türkiye realitesinin çok belirgin olduğunu vurgulamıştık. Fakat Süleymaniye’de Türkiye’nin ekonomik anlamdaki varlığı Erbil’deki kadar güçlü değil. Bunun esas nedeni Süleymaniye’nin hemen yakınındaki İran’la geleneksel olarak çok güçlü ekonomik ilişkileri olması.

Adım adım devletleşme

Benim de “Kürt sorunu” başlıklı panelde yeni İmralı sürecini anlattığım Süleymaniye Forumu, ilk kez düzenleniyor olmasına rağmen dünyanın dört bir tarafından uzman isimlerin katıldığı, çoğu genç ve öğrenci olan geniş bir izleyici topluluğuna hitap eden son derece başarılı bir organizasyondu. Aynı zamanda Irak Amerikan Üniversitesi’nin başkanı olan KYB’nin iki numaralı ismi Dr. Barham Salih, KDP’li Irak Dışişleri Bakanı Hoşyer Zebari, yine KDP’nin kilit isimlerinden Fuad Hüseyin ve KYB içinde parlak bir geleceği olan Celal Talabani’nin oğlu Kubat Talabani gibi isimlerin panel yönettiği, konuşma yaptığı ve baştan sona izlediği Süleymaniye Forumu, Irak Kürtlerinin kurumsallaşma yolunda epey yol katetmiş olduklarının da bir kanıtıydı.
Ancak bir yanda Celal Talabani’den sonra ne olacağının belirsizliği, diğer yanda Bağdat’ta Maliki yönetimiyle varolan gerginliğin iyice tırmanması nedeniyle şu günlerin Irak Kürtleri için çok rahat geçtiği söylenemez.


Saddam’ın ilk Kürt yargıcı

Süleymaniye’de Gülen hareketinin şehirdeki önde gelenleriyle, Diyarbakırlı Kürtlerin işlettiği Dawa adlı restoranda akşam yemeği yerken yanımızdaki masada Saddam Hüseyin’in ilk yargıcı Rızgar Emin de arkadaşlarıyla yemek yiyordu. Hızlı bir google taramasıyla Emin’in, Bağdat yönetimi tarafından “yavaş ve fazla ılımlı” olduğu gerekçesiyle yerini bir başka Kürde, Halepçeli Rauf Raşid Abdurrahman’a bıraktığını öğrendim. 

Kendisine davayı sorduğumda, “Çok acele edildi. Tek bir suçlamayla mahkum edilip asıldı. Halbuki diğerlerinin de tamamlanması gerekirdi” cevabını verdi. “Ya idam kararı?” dediğimdeyse sözlerine, “Ben idam cezasına karşı olan yargıçlardanım” diye başladı ve şöyle sürdürdü: “Bu bölgede Kürt, Türk, Arap, Sünni, Şii, çok kişi öldü, öldürüldü. Artık kan üzerinden siyaset yapma devrinin kapanması lazım. İntikam duygularıyla hiçbir yere varamayız.”



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı