Apoculuk ve Fethullahçılık: Benzerlikler ve farklılıklar

20.07.2025 rusencakir.com

*  Abdullah Öcalan taraftarları kendilerine “Apocu” denilmesinden rahatsız olmazlar, hatta Öcalan bile sık sık hareketini “Apocu” olarak tanımlar; buna karşılık Fethullah Gülen’in takipçileri kendilerinden “Hizmet” ya da “Hizmet hareketi” diye bahsedenler. Geçmişteki “cemaat” tanımına çok da itiraz etmediler. “Fethullahçılık” tabirini sevmez, kızarlar. Buna karşılık yabancıların kendilerinden “Gulenist” (Gülenci) diye bahsetmesinden çok rahatsız olmazlar.
*  Fethullahçı hareket 1970’li yılların başlarında aslen Erzurumlu olan Gülen tarafından İzmir’de, Apocu hareketse bundan birkaç yıl sonra, aslen Şanlıurfa Halfetili olan Öcalan tarafından Ankara’da başlatıldı.
*  Apoculuk, Öcalan’ın liderliğinde fakat bir grup genç tarafından yaratılmış bir harekettir. Buna karşılık Fethullahçılık, Gülen’in tek başına başlattığı bir harekettir.
*  Fethullahçılık devlet tarafından “laiklik karşıtı”, “gerici” olarak; Apoculuk ise hem “komünist”, hem “bölücü” olarak kodlandı ve ilk andan itibaren yakın takibe alındı.
*  Apocu hareket hedefini “bağımsız, birleşik ve sosyalist bir Kürdistan” inşa etmek olarak açıklamıştı, buna kaşılık Fethullahçılık “altın nesil” yetiştirmek gibi muğlak bir ifadeyi tercih ediyordu. Fakat bu hareketin nihai amacının içine sızdırdığı kadrolar aracılığıyla devleti ele geçirmek olduğu ileri sürülüyordu. Nitekim bunun doğru olduğu zaman içinde ortaya çıktı.
*  Öcalan yıllarca devletin kendisini muhatap alması için çabaladı ve bunu bekledi. Gülen ise basından itibaren devlet içinde m muhataplar buldu. Özellikle merkez sağ ve sol partilerin liderleriyle iyi ilişkiler kurdu fakat ordunun üst kademesini ikna edemedi.
*  Öcalan Türkiye’de, bölgede, dünyada yaşanan değişimlere paralel olarak hareketinin perspektifini sıklıkla değiştirdi, fakat Gülen’in bazı taktik değişikliler dışında ana stratejisini değiştirdiğine tanık olunmadı.
*  Apocu hareketin içinde çıkan anlaşmazlıklar ve iktidar savaşları genellikle kanlı sonuçlandı; Fethullahçı hareketteyse sorun çıkartanlar genellikle kızağa çekildi.
*  Her iki hareketten, az sayıda olsa da üst düzeyden “itirafçı” çıktı.
*  ABD, 15 Şubat 1999'da Öcalan'ı Türkiye'ye teslim etti. 21 Mart 1999'daysa Gülen tedavi gerekçesiyle ABD’ye gitti ve bir daha dönmeden orada öldü.
*  Apocu hareket 1999’dan itibaren İmralı’dan yönetildi, fakat öncelikle örgütün Kandil’deki yönetimi, kısmen de Avrupa’daki ayağı önemli roller üstlendi. Fethullahçılıktaysa Gülen dışında öne çıkan pek kimse olmadı.
*  Gerek Öcalan, gerekse Gülen örgütleri hakkındaki her şeyi bilmek ve kontrol etmek istediler. Yerlerine hiçbir zaman bir “veliaht” işaret etmediler.
*  Her iki hareket de Türkiye üzerine hesapları olan güç odaklarının radarlarında oldu, ama ikisi de kendilerini “bağımsız” göstermeye özen gösterdi.
*  Gülen Öcalan’dan sekiz yaş büyüktü, geçen yıl ekim ayında öldü. Ondan sonra Fethullahçılığı nasıl bir geleceğin beklediği meçhul. Öcalan ise örgütünü, ölmeden yasal siyaset alanına çekmeye çalışıyor ve bunda başarılı olma ihtimali hiç de az değil.
Öcalan’ın PKK’nın feshi kararı alması çok hayati bir öneme sahip ve Türkiye için yepyeni bir dönemin başlamasına neden olabilir. Buna karşılık Fethullahçı hareket de benzer bir kararı alabilecek kimse yok. Olsa bile Fethullahçılığın feshi, bu şebekeyle şu ya da bu şekilde ilişkili olan kişilerin hayatlarında değişimler yol açmakla birlikte Türkiye’de çok fazla bir şeyim değiştiremez. Zira Fethullahçılık “devleti ele geçirme” hayali 15 Temmuz 2016’da suya düştüğü andan itibaren “yok hükmünde” olmuş bir hareketti. Ülkede toplumsal anlamda herhangi bir karşılığı kalmadı. Buna karşılık Apocu hareket, sadece Türkiye’de değil bölgedeki tüm Kürtler içerisinde çok ciddi bir şekilde kök saldı. 



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
20.07.2025 Apoculuk ve Fethullahçılık: Benzerlikler ve farklılıklar
19.07.2025 Suriye’deki kaos çözüm sürecini tehlikeye sokabilir
18.07.2025 Şimdi hamle sırası devlette
17.07.2025 Erdoğan bu İmamoğlu’nun yargılanmasının TRT’de canlı yayınlanmasını istemeyecektir
16.07.2025 Burak Cop anlattı: CHP çözüm sürecinde ne yapıyor, ne yapmalı?
16.07.2025 Vahap Coşkun: TBMM’deki komisyon nasıl şekillenecek, ne yapacak?
16.07.2025 Erdoğan “PKK ile barış, CHP ile savaş” stratejisinden bir an önce vazgeçmeli
15.07.2025 15 Temmuz’un 9. yılında Fethullahçılık’tan geriye ne kaldı?
15.07.2025 Mehmet Altan ile Türkiye’nin Gidişatı (11): Süreç hız kazandı & Dokuzuncu yılında 15 Temmuz
14.07.2025 PKK teslim mi oluyor?
20.07.2025 Apoculuk ve Fethullahçılık: Benzerlikler ve farklılıklar
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı