Ve geri çekilme başlıyor

08.05.2013 Vatan

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ahaber’de Murat Akgün’ün sorularını yanıtlarken Türkiye topraklarındaki silahlı PKK militanlarının çoğunun zaten ülkeyi terk etmiş olduğunu ileri sürdü. Bu iddianın PKK yöneticileri tarafından ne yalanlandığını, ne de doğrulandığını duydum.
Kısa süre önce Irak Kürdistanı’nın farklı bölgelerinde değişik kademelerden PKK’lılarla görüştüm. Duyup gördüklerimden ve edindiğim izlenimlerden hareketle Çiçek’in iddiasının, en azından abartılı olduğu kanısındayım.
Evet, yeni sürecin resmen ilan edildiği yılbaşından itibaren bazı PKK güçleri değişik nedenlerle ülkeden çekilmiş olabilir ama bunların sayısının çok yüksek olmasının, sürecin bugüne kadarki işleyişine aykırı olacağı açıktır.
Hatırlayalım: Çekilmenin altyapısı BDP’lilerin İmralı ile Kandil ve Avrupa arasında yaptıkları turlarla inşa edildi. Son olarak Öcalan’ın, MİT üzerinden BDP’lilere ilettiği, onların da PKK kurmaylarına teslim ettiği mektupta çekilmenin bir an önce ve olabildiğince hızlı yapılması talimatını verdiğini, bunun yönteminiyse örgüt yöneticilerine bıraktığını biliyoruz.
Eğer çekilme, Çiçek’in dediği gibi zaten büyük ölçüde gerçekleşmişse, dolayısıyla 8 Mayıs’tan sonra yaşanacaklar, yine onun deyimiyle “sanal” olacaksa, bütün bu ziyaretlerin bir göz boyama olduğu sonucuna varırız ki Türkiye’nin bu tür aldatmacalara başvurma lüksü olduğunu hiç sanmıyorum. Hele İmralı-Kandil arasındaki mesaj taşıyıcılardan Sırrı Süreyya Önder’in uçak korkusu nedeniyle bu güzergahı birkaç kez karayoluyla yapmış olduğu düşünülürse!

Kırılgan bir süreç

Murat Karayılan çekilmenin tamamlanmasının sonbaharı bulacağını ama Öcalan bir an önce bitmesini istediği için bunu hızlandırmanın imkanlarını araştırdıklarını söylemişti. PKK yöneticilerinin çekilmeyi ne derece çabuklaştırabileceklerini zamanla göreceğiz ancak bu süreçte önümüzde daha kritik bir soru var: PKK ve güvenlik güçleri içinden birileri, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde geri çekilmeyi sabote edebilecek herhangi bir adım atar mı? Atarsa ne olur?
Anlaşıldığı kadarıyla her iki taraf da böyle bir olumsuzluğu arzulamıyor, olmaması için ellerinden gelen tedbirleri alıyor ama hiç kimse gönül rahatlığıyla “kesinlikle olmaz!” diyemiyor. Olması durumundaysa neler olabileceğini kimse konuşmak bile istemiyor.
Çünkü, her ne kadar bazı çevreler değersizleştirmeye çalışsalar da, geri çekilme, yeni sürecin en kritik aşamalarından biri. 4 aydır yaşanan çatışmasızlık böylece uzun bir süre için kalıcı hale gelecek ve silahların sustuğu bir ortamda Kürt sorununun kalıcı çözümü için gerekli yasal ve anayasal düzenlemeleri gerçekleştirmek alabildiğine kolaylaşacak. Eğer bu adımlar başarıyla atılırsa ülke normalleşecek ve PKK’nın silah bırakması gündeme gelecek.
İşte tam da bu yüzden, değişik hesaplarla Türkiye’nin Kürt ve PKK sorunlarını çözmesini istemeyen iç ve dış bazı odakların geri çekilmenin başarısız olması için ellerinden geleni yapabileceklerini tahmin etmek zor olmayacaktır. Bunların kimler olduğu, PKK’yı ve devletin güvenlik güçlerinin en azından bir bölümünü manipüle etme kapasiteleri olup olmadığı üzerine uzun boylu spekülasyon yapmaya gerek yok. Şurası açık: geri çekilme, çözüm süreci içinde çok kırılgan bir süreç olacak ve çözüm isteyen herkesin bu konuda olabildiğince hassas ve dikkatli olması şart.
Bitirirken, kişisel olarak, geri çekilmenin çok fazla sorun ve arıza yaşanmadan, fazla da gecikmeden tamamlanacağını düşünüyorum. Umarım yanılmıyorumdur.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı