Tayyip Erdoğan'ı takdir ediyorum Özal'dan daha ileri

17.09.2004 Vatan

Merhum Özal'ın birikimi fazlaydı. Ama ihtiyaca cevap vermeye yönelik hareket ederdi. Erdoğan, Özal'dan daha sistematik, derinlikli ve kapsamlı. Demokrasiyi araç değil amaç olarak ele alıyor, gelip geçici de değil

PKK/Kongra-Gel'den ayrılıp PWD (Yurtsever Demokrasi Partisi) kurma çalışmaları yürüten grubun lideri konumundaki Osman Öcalan Türkiye'ye, AKP'ye, Başbakan Tayyip Erdoğan'a ve son günlerdeki terör eylemlerine nasıl baktıklarını şöyle anlattı:

PKK/Kongra-Gel'den ayrılma kararını verirken zorlanmadınız mı?
Aslında pek değil. Örneğin Fazilet Partisi kongresini muhafazakârlar kazandı. Ama FP kapatıldıktan sonra yenilikçilerin partisi olan AKP ilk seçimde yüzde 34 oy alırken, SP marjinalleşerek yüzde 2.5'larda kaldı. Biz de PKK'nın yenilikçileriyiz. Nasıl ki, yenilikçiler FP içerisinde mücadale ettiklerinde başarılı olamadılar ve FP'den sonra tek partide birleşilemediyse bizde de benzeri bir durum yaşandı.

Tayyip Erdoğan'a nasıl bakıyorsunuz?

Tayyip Erdoğan, Turgut Özal'dan daha sistematik, derinlikli ve kapsamlıdır. Merhum Özal'ın birikimi fazla olmakla birlikte daha çok ihtiyaca cevap vermeye yönelik hareket eden biriydi. Çok netleşmiş bir stratejisi ve politikaları oluşmamıştı. Ama Erdoğan'da her şey planlıdır ve bir de orijinaldir. Yeni sürecin yeni kişiliğini kendisinde oluşturuyor. Erdoğan, Türkiye'de gerçekten demokratik bir sistem yaratma perspektifine sahip. Demokrasiyi araç değil amaç olarak ele alıyor. Müslüman demokrat olmaktan çok İslamiyet'i demokrasiyle barıştırmayı amaç edinmiştir. Takiyyeci değildir.

Demokrasiyi kullanmıyor diyorsunuz...

Demokrasiyi kesinlikle kullanmıyor. Bir amaç olarak inanmıştır, sorunları çözebileceğinden hareketle demokrasiyi seçmiştir. Demokrasiyi İslamiyet'e değil, İslamiyet'i demokrasiye hizmet ettiriyor. Demokrasinin egemen olması konusunda başarılı olacağına inanıyorum. İslamiyet ve demokrasinin birbirini tamamlaması halinde Türkiye'nin birliği güçlenecektir. Sayın Tayyip Erdoğan'ı takdir ediyorum. Türkiye'nin geleceğinde daha büyük katkılarda bulanacaktır. Öyle gelip geçici de değildir. Belki Özal için ara süreç lideri denebilir ama Erdoğan'ın çabaları kalıcı etkiler bırakacaktır.

Irak'ta KDP ve KYB ile ilişkileriniz nasıl?
KDP, KYB ve diğer irili-ufaklı tüm güçler Türkiye'de şiddetle değil, siyasal yollarla bir çözüm gelişmesini istiyor. Bunun da PKK değil de bizlerin üzerinden gelişmesine sıcak bakıyorlar. Destekleyici konumda olduklarını belirtebilirim.

Talabani sizin sürekli yer değiştirdiğinizi söyledi. Sizi öldürmek istedikleri, abinizin de buna onay verdiği doğru mu?
"Bütün gücünüzle onlara karşı harekete geçin" şeklinde örgüte talimat verdi. Bu direkt olarak "Öldürün" emri değildir. Bundan sonrası örgüt yönetiminin değerlendirilmesine kalmıştır. Bizce bunun içerisinde fiziki imha da söz konusudur. Bu yönde aldığımız istihbaratlar var, görevlendirmeler yapılıyor, şimdiye kadar başaramadılar, ama bu yönlü çabaları var. Sorun 3-5 insan bulma sorunu değildir, onu bulabilirler, o olanakları vardır.

Yepyeni şeyler söylüyorsunuz, bunları özellikle sıradan insanlara ve hele sizden bir şekilde mağdur olmuş, örneğin şehit ailelerine anlatmak, onları ikna etmek gibi bir sorununuz olacak.
Türk halkını hazırlamak bizden çok Türkiye'de demokratik gelişmeyi sağlayan güçlerin görevidir. Böyle bir görevi kendi üzerimizde görmüyoruz. Bizim için görev Kürt tarafını hazırlamaktır. PKK, sonra Kongra-Gel'in Türkiye tarafını hazırlama çabaları hep sonuçsuz kaldı. Biz bir başkasının görevini yüklenemeyiz.

Bunu Türkiye'de kim yüklenebilir?
Hakikaten tek aday AKP'dir. Sol yoktur, sol iflas etmiş tüccarlardır. AKP daha geliştirici, demokratikleşmeyi sağlayacak bir duruş içerisinde. AKP iktidarında Türkiye'deki milliyetçi-şoven etkiler son derece azalmıştır. Eğer Kürt cephesi de kendisini hızla örgütler yanıt verirse daha kısa bir sürede her iki cephe de çözüme hazır hale gelebilir.

Yorulduğunuz için mi ayrıldınız?
Yorulma değil söz konusu olan. Kimse Kongra-Gel'i yanlış değerlendirmesin. PKK her zaman savaştıracak kadar adam bulabilir. Son dört sene içerisinde askeri güçlerin yüzde 80'i yenilenmiştir. Yorgun değiller, savaş kabiliyetleri var. Son dönemde Kongra-Gel'e atfedilen silahlı eylemler var. Ne yapılmak isteniyor, bu silahlar, bombalar neden patlıyor? Mevcut durumda savaş bana göre bir cinayet. Kongra-Gel'in şiddeti ne kadar büyük olursa olsun Türkiye'de diyalog savaşla gelemez. Bir müddet sonra bu savaş kampanyasını durdurma ihtimalleri olduğunu düşünüyorum. Olayın bir başka boyutu da şu: Türkiye'de AB'den yana olmayan güçler var. Bunlar şiddetten dolayı AKP hükümetini zayıf düşürmek istiyor olabilirler. Yönlendirme olduğu kesin.

Laleli'de otele bomba koyup turist öldürmek terörizm değil mi?
Bir şiddetin terör olabilmesi için sivil hedefleri seçmesi şart değildir. Bugün Türkiye'de sorunun çözümünün siyasi olanakları olduğu için ister askeri, ister polisi, ister sivilleri hedef alsın, kullanılan her şiddet terör kapsamına girer ve tarafımızdan reddedilir.

Girişiminiz bir aşamada Leyla Zana ve benzeri isimleri de safına çekebilir mi?
Birçoğuyla düşüncemiz aynıdır. Murat Bozlak, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Leyla Zana, Orhan Doğan, Selim Sadak, Hatip Dicle görüşlerimizi benimsiyor. Yalnız onlar İmralı'yı hâlâ önemsedikleri için tıkanıyorlar. Bu yanılgıyı bir süre daha yaşayacaklardır ama bundan kurtulmaları da fazla zaman almayacaktır.

Bu günlerde DEHAP da kapanıp yeni bir parti kuruluyor...
Bir tekrar daha da gerileme getirecektir. HEP, DEP'ten güçlüydü, DEP, HADEP'ten güçlüydü, HADEP, DEHAP'tan güçlüydü. Bana göre bu yeni kurulacak parti, DEHAP'dan daha zayıf olacaktır. Bir tekrarı içereceği için anlamsız bir çabadır, yani sonuç vermez.

Analiz
Erdoğan ve AKP'yi rahatsız edecek şekilde göklere çıkarıyorlar

Osman Öcalan ve arkadaşlarının PKK/Kongra-Gel'den kopuşları henüz çok yeni olduğu için niçin koptukları, ne derece etkili oldukları, kimlerle nasıl ilişkiler içinde oldukları, yakın, orta ve uzun vadede ne yapabilecekleri henüz pek net değil. Osman Öcalan'la görüştüğümü öğrenen herkes bana bu soruları yöneltir oldu. Bu sorulara cevap verebilmek için bazı hususların altını çizmek gerekiyor:
1. Öcalan ve arkadaşları artık geri dönülmez noktadalar. Çünkü en önemli eşiği aşmışlar: Abdullah Öcalan'ı açık açık ve sert bir şekilde eleştiriyorlar.
2. Ayrılanların sayısı az olmakla birlikte önemli bir bölümü, siyasi, askeri ve diplomatik alanlarda PKK'da kilit sorumluluklar üstlenmiş, dolayısıyla örgüt militanları ve tabanı tarafından bilinen, yer yer efsaneleştirilmiş kişiler. Şu anda acil olarak, Türkiye içinde yasal bir şekilde kendilerine destek verecek şahsiyetlere ihtiyaçları var.
3. PKK çevreleri, kopuşu kişisel gerekçelerle açıklamaya çalışıyor. Her ne kadar ayrılanların "özgür hayat" yaşama kaygısı açık bir şekilde kendini gösteriyorsa da çok köklü görüş ayrılıkları bulunduğu da ortada.
4. İki kanat arasındaki uçurum, K.Irak ve ABD'ye bakıştan çok Türkiye'deki iktidar ilişkilerine, buna bağlı olarak AKP'ye karşı tutumda iyice ortaya çıkıyor.
5. Osman Öcalan, AKP ve Tayyip Erdoğan'ı, onları rahatsız edecek ölçüde göklere çıkartıyor. Öte yandan garip bir şekilde, en fazla "Amerikancılıkları" ile övünüyor. Son günlerde AKP'nin de, Dışişleri Bakanı Gül aracılığıyla ABD'nin Irak politikalarına açıkça tavır alıyor olması nedeniyle ortaya çok çelişkili bir durum çıkıyor.

Yolları yanlış ama önleri açık

Kimse kendini aldatmaya çalışmasın: Osman Öcalan ve arkadaşları nedamet getirmiyor. Bir kere Abdullah Öcalan ve PKK'dan daha fazla "Kürt milliyetçisi" oldukları kesin. Bundan böyle silahla bir şey elde edemeyeceklerine inanmışlar, kendilerine yeni bir çıkış arıyorlar. Buldukları çıkış, mantıklı, akılcı ve gerçekçi görünebilir, bu bakımdan PWD hareketinin istikbali parlak olabilir.
Ama kişisel olarak yeni tercihlerinin doğru olduğuna inanmıyorum. Şöyle ki Osman Öcalan, başkaları tarafından yönlendirilen, eline verilen kağıtları okuyan biri değil; belli bir birikime ve analitik düşünme kabiliyetine sahip. Bu anlamda pekala abisine rakip olabilir. Ama daha yolun başında, bu kadar aleni bir şekilde meşruiyetini "içerde" değil "dışarda" arayan bir kişinin ikinci bir Apo olabilmesi biraz zor. Bu tablodan "Türkiye'nin Talabani'si"nin çıkması da aynı ölçüde güç. Geriye ne kalıyor? Hamid Karzai mi?



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı