PKK’nın silah bırakması “kimsenin yenemediği” anlamına gelir

13.10.2008 Vatan

“İlk olarak PKK kayıtsız şartsız silah bırakmalı” önermesine, örgüte yakın çevreler dışında pek kimsenin itirazı yokmuş gibi görünüyor. Ancak daha derinlere indiğimizde, bazılarının bu yaklaşımı önemsemediğini bazılarının “tabii silah bıraksın ama...” diye başlayan cümleler kurduklarını kimilerinin de böyle bir ihtimalden ciddi olarak ürktüğünü görüyoruz.

Önce sonunculardan başlayalım: Kim PKK’nın silah bırakmasını, niçin istemez?

1) Bu çatışmadan istifade edip sahici bir çözüm istemeyenler.

2) PKK’nın kendi rızasıyla silah bırakmasını, devletin, buradan hareketle de Türkiye’nin mağlubiyeti olarak görenler.

3) Böyle bir adım sonrasında ne tür gelişmeler yaşanacağını kestiremeyip korkanlar.

Birinci gruptakiler için söylenecek fazla bir şey yok. Yıllardır birbirimizi tanıyoruz. Bizler samimi olarak çözüm için uğraştıkça, onlar da, değişik kılıklar altında, değişik bahanelerle bizleri engellemeye çalıştılar, çalışacaklar.

İkinci gruptakilereyse söylenecek iki şey var:

1) Bunca yıldır yaşananlar ve son günlerdeki saldırılar, askeri yöntemlerle PKK’nın tasfiye edilemeyeceğini bize gösterdi. Diyelim ki PKK, şu ya da bu şekilde tarih sahnesinden silindi, onun küllerinden yepyeni, kimbilir daha etkili örgüt(ler) çıkmayacağının garantisi yok. Zira PKK çok güçlü bir toplumsal zemin üzerinden varlık gösteriyor.

2) PKK’nın silah bırakması bir tarafın yenildiğinden çok “kimsenin yenemediği” anlamına gelir ve bu ülke insanlarının daha fazla birbirlerini tüketmemesine imkan sağlayabileceği için bunu teşvik etmek gerekir.

Sonuncu gruptakilere gelince: “Diyelim ki PKK silah bıraktı. Ya sonra?” sorusu tabii ki meşru ve anlamlı bir sorudur. Bunun ardından yaşanabilecek en kötü gelişme, gerek devletin, gerekse kamuoyunun, PKK’nın bu adımını “yenilginin kabulü” olarak görüp, hiçbir şey değişmemiş gibi, eski usül, yöntem, politika ve düzenlemelerle yola devam etmeleridir. Böylesi bir durumda Kürt kökenli yurttaşların bu ülke ve topluma aidiyet duygularının iyice zayıflayıp ülke hızla bir iç savaşa sürüklenebilir. Ne var ki, dün de PKK yanlılarının itirazlarını cevaplandırmaya çalışırken belirttiğim gibi, Türkiye birçok açıdan olumlu anlamda epey değişti, hatta yer yer dönüştü. PKK’nın silah bırakmasını Kürtlerin taleplerini bastıma fırsatı olarak değerlendirmek isteyeceklerin azınlıkta kalacaklarını ve etkilerini yitireceklerini düşünüyorum.

Sorunları ayrıştırmak

Geriye PKK ve Kürt sorunlarını, ayrıştırmak gerektiği tespitinden hareket edip, “önce Kürt sorununu çözelim, PKK da buna bağlı olarak kendi kendine tasfiye olur” diye düşünenler kalıyor. PKK’nın “Kürt sorunu”nun doğrudan ürünü olduğunu isabetli bir şekilde tespit edenler, nedense PKK’nın zamanla, bu sorununun kaderini etkileyebilecek, hatta belirleyebilecek bir konuma ulaşmış olduğunu görmüyor veya görmek istemiyorlar. Kürt sorunu ile PKK arasındaki bu “tavuk-yumurta” ilişkisini kısa yoldan çözme iddiasındaki bu kişilerin PKK’ya gösterdikleri ilginin kat kat fazlasını Irak Kürtlerine gösteriyor olmalarında kafa karıştıran çok şey var.

Özetle, “Türkiye AB yolunda Kürt sorununu çözmeye yönelik adımlar atar, gerekli kültürel ve siyasi reformları gerçekleştirir, bölgeye ekonomik yatırımlar yapar ve Irak Kürtleriyle iyi ilişkiler geliştirirse” şeklinde basitleştirdiğim ve epey taraftarı bulunan formül, sırf PKK’yı ciddi bir aktör olarak işin içine katmadığı için bile, bana gerçekçi, uygulabilir ve sonuç alıcı gözükmüyor. Kuşkusuz bu formül, Washington’ın da devreye girmesiyle yürürlüğe sokulmak istenebilir. Ancak bugüne kadar edindiğimiz deneyimler ışığında, PKK’nın, kendisinin dışarda bırakılmak istenmesine karşı çok sert cevaplar geliştireceğini düşünebiliriz.


*****



İşkencecilere sıfır tolerans

Engİn Ceber’in İstanbul İstinye Karakolu’nda polis, Metris Cezaevi’nde jandarma ve infaz memurlarının dayak ve işkencesi sonucu öldüğü yolunda çok güçlü kanıtlar ve tanık ifadeleri var. “İşkenceye sıfır tolerans” iddiasındaki hükümettense ses yok. Varsa da o kadar cılız ki duyulmuyor.

İşkencenin en ağır insanlık suçu, işkencecilerin de en aşağılık kişiler olduğuna bizzat tanıklık etmiş biri olarak, Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Çiçek, İçişleri Bakanı Atalay ve Adalet Bakanı Şahin’i, görevlerini yapmaya, bizleri daha fazla utandırmamaya davet ediyorum. İşkence iddialarının üzerine gitmenin değil, tam tersine gitmemenin terörle mücadeleye gölge düşürdüğünü biliyor olmalılar.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
15.09.2024 Erdoğan’ın “din düşmanları”na ihtiyacı var
08.09.2024 Erdoğan genç teğmenlerden rahatsız
06.09.2024 Ruşen Çakır, Kemal Can ve Kadri Gürsel ile Haftaya Bakış (230): CHP iktidara yürüyor mu? Sisi-Erdoğan kavuşması - Teğmenlerin kılıçlı yemini
05.09.2024 Bir mozaik olarak Türkiye (4): Pakrat Estukyan Türkiye’de Ermeni olmayı anlatıyor: “Yegâne talebimiz eşit yurttaşlık”
04.09.2024 31 Mart’ta AKP ile seçmeni arasında ne oldu? Feyza Akınerdem ile söyleşi
04.09.2024 Transatlantik: Sisi-Erdoğan kardeşliği, BRICS Türkiye’ye ne katar? Netanyahu neden ateşkes istemiyor?
03.09.2024 “Erdoğan iyi, çevresi kötü” önermesinde son durum
02.09.2024 Kara Harp Okulu’ndaki “Subaylık Yemini” olayı: Hakan Şahin ile söyleşi
01.09.2024 Ayrılar aynı yerde: Kuvvet komutanları, HÜDA PAR, MHP…
31.08.2024 Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Atatürk’le alıp veremediği ne olabilir?
15.09.2024 Erdoğan’ın “din düşmanları”na ihtiyacı var
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
11.02.2016 Hesabên herdu aliyan ên xelet şerê heyî kûrtir dike
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı