Milli Görüş’ün günümüzdeki devamı kim?

21.05.2013 Vatan

Zeytinburnu Belediyesi, 17-18-19 Mayıs 2013 tarihlerinde, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde “Türkiye’de İslamcılık Düşüncesi Sempozyumu” düzenledi. Ülkemizde İslamcılık düşüncesini en iyi bilen isim olan Prof. İsmail Kara’nın danışmanlığında hazırlanan sempozyumu izleyenlerin büyük ölçüde memnun kaldıklarını gördüm ve duydum. Sempozyumun ilk gününde, ben de “Aktüel İslamcılık Tartışmaları” başlıklı oturumda “Milli Görüş: Dün, Bugün, Yarın” başlığıyla bir konuşma yaptım.

Yusuf Kaplan’ın yönettiği, benden başka Prof. Ali Yaşar Sarıbay, Prof. Mümtaz’er Türköne ve Nuh Yılmaz’ın katıldığı bu oturuma tabii ki Mümtaz’er’in bir süredir dile getirdiği, hatta kitabını da yazdığı “İslamcılık öldü” tezi damgasını vurdu. İslamcılığı esas olarak “muhalif” bir ideoloji olarak görüp iktidarla tanışınca ister istemez öleceğini düşünmenin yanlış olduğu kanısındayım. Ama bu tahrik edici ve verimli tartışmayı ilerki yazılara erteleyip Milli Görüş’ün bugünü ve geleceği üzerine söylediğim bazı hususları tekrarlayıp biraz da açmak istiyorum.

Sistem karşıtı değil sistem dışı
    1)Türkiye’de sistem karşıtı İslamcılık hiçbir zaman etkili olmadı. Erbakan’ın liderliğindeki Milli Görüş, cumhuriyeti kuran kadroların sistemin dışına itmiş olduğu dindarları tekrar sistemin merkezine taşınması hareketiydi. Ancak merkezdeki iktidar sahipleri, bu hareketin o misyonu gerçekleştirmesine izin vermediler.
    2)Dindarların merkeze taşınması AKP eliyle oldu. Dolayısıyla, sırf bu nedenle olsa bile AKP’yi Milli Görüş’ün devamı olarak görebiliriz.
    3)Saadet Partisi, Milli Görüş’ün geçmişine sahip çıkma iddiası nedeniyle bugüne ve ileriye bakmada zorlanıyor.
    4)Milli Görüş’ün geleceği AKP’nin geleceğiyle büyük ölçüde içiçe geçmiş durumdadır.
    5)Dindarları sistemin merkezine taşıyarak Türkiye’yi önemli ölçüde normalleştiren AKP, tam anlamıyla normalleşmeyi gerçekleştirmek için sistem dışına itilmiş olan ikinci önemli grubu, yani Kürtleri de merkeze taşımak zorunda.
SP’lilerin bu tespitlerime itirazları olduğunu biliyorum. Ancak zamana ayak uydurmakta zorlandığı için iyice güçten düşen, kalan enerjisini de iç iktidar kavgalarına harcaması muhtemel olan bu partinin Milli Görüş’ü temsil yetkisini, hatta tekelini iddia etmesinin fazla inandırıcı olduğu kanısında değilim. SP’lilerin, Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının “Milli Görüş gömleğini çıkardık” sözlerini sürekli hatırlatmaları da ne zamandır işlevsel olmaktan çıkmış durumda. Numan Kurtulmuş ve arkadaşlarından sonra, yakın dönemde SP’den AKP’ye yeni katılımlar olmasını öngörebiliriz.
Anlaşılan bu konuyu daha çok tartışacağız...

Berfo Ana’nın ocağı tütsün diye...

12 Eylül askeri rejiminde gözaltında kaybolan ilk kişi Cemil Kırbayır oldu. Annesi Berfo Kırbayır yıllarca oğlunun geri dönmesi için evinin kapısını açık bıraktı.
Zamanla yakınları kaybolanların simge ismi haline gelen Berfo Ana’yı Şubat ayında, 105 yaşındayken kaybettik.
Ardahan'ın Göle ilçesindeki Berfo Ana'nın evi Cemil Kırbayır'ın düşüncelerini yaşatmak için Cemil Kırbayır Kültürevi'ne dönüştürülüyor. 22 Mayıs 2013 Çarşamba (yarın) saat 20.00'da İstanbul Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde bu amaçla bir dayanışma konseri yapılacak. Konser gelirleri Kültürevi'nin yapımına harcanacak. Bandista, İsmail Hakkı Demircioğlu, Niyazi Koyuncu, Suavi ve Yavuz Bingöl’ün katılacağı konsere 0532-652 2277 numaralı telefon aracılığıyla davetiye alabilirsiniz.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı