Kürt sorununu çözse çözse Erdoğan mı çözer?

21.10.2012 Vatan

Refah Partisi’nin 27 Mart 1994 yerel seçimlerinden sonra, sandıktan birinci çıkacağı 24 Aralık 1995 genel seçimlerinden önceki bir zaman diliminde Necmettin Erbakan bir Güneydoğu gezisi yapıp çok sayıda kent merkezinde konuşma yapmıştı. Ben de gazeteci olarak bu geziyi baştan sona izledim. 1991 genel seçimlerinde üç milletvekilini birden RP’ye vermiş olduğu için “Milli Görüş’ün kalesi” olarak bilinen Bingöl’de partinin iki üst düzey yerel yöneticisiyle sohbet sırasında bana şu soruyu sordular: “Ne dersiniz, biz iktidara gelsek Kürt sorununu çözebilir miyiz?” Benim cevabım “sanmıyorum” olunca içlerinden biri şöyle konuştu: “Maalesef biz de sanmıyoruz. Çünkü izin vermezler.”
Erbakan başbakanlığında Refahyol hükümeti kurulduktan bir süre sonra Mardin Kızıltepe’de bir çay bahçesinde bir vatandaşa “Erbakan Kürt sorununu çözer mi?” diye sorduğumdaysa şu cevabı alacaktık: “Hiç umutlu değilim. Ama İstanbul’daki belediye başkanı var ya, Tayyip Erdoğan, işte o başka. Çözse çözse o çözer.”

Çözümün olmazsa olmazları

Bundan en az 15 yıl önce, İslamcılıkla ilişkisi olmayan, tercihini Kürt partilerinden yana yapan politize bir Kızıltepeli’nin bu sözlerini AKP tek başına iktidara geldikten, özellikle de Erdoğan partide “tek adam” olduktan sonra birbirlerinden farklı kişilerden duyar olduk. Tabii çarpıcı olan bunların arasında belki de Türkler kadar Kürtlerin, sorunun çözümünü isteyenler kadar istemeyenlerin de bulunmasıydı. Çarpıcı olan bir diğer husus, Erdoğan’ın açılım perspektifinden uzaklaşıp “aslında Kürt sorunu yok” dediği bir dönemde bile Leyla Zana, Sırrı Sakık gibi önde gelen Kürt siyasetçilerin çözümün adresi olarak Erdoğan’ı göstermesidir.
Artık başlıktaki soruya dönebiliriz: Sahiden Kürt sorununu çözse çözse Erdoğan mı çözer? Bu soruyu cevaplayabilmek için, çözümün olmazsa olmazlarından ilk aklımıza gelenleri sıralayalım: Konuya hakimiyet, çözme niyeti, samimiyet, kararlılık, cesaret, maharet, sebat...
Erdoğan’ın Kürt sorununu çözüp çözemeyeceği tartışmalarının bu kavramlar etrafında cereyan ettiği malum. Erdoğan’ın sorununa ne derece hakim, çözüm için ne kadar niyetli, samimi ve ısrarcı olup olmadığını; çözüm için gereken cesaret, beceri ve sabıra sahip olup olmadığını daha çok konuşup tartışacağa benzeriz.

Tek başına mümkün mü?

Bu yazıda öncelikle “niyet” konusunda birkaç söz söylemek istiyorum. 2023, hatta 2071 vizyonunu dillendiren bir siyasetçi herhalde bu hedeflere Kürt sorununu çözmeden varacağını düşünmüyordur. Niyette pek sorun gözükmüyor ama yöntem için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Şöyle ki Erdoğan’ın Kürt sorununu da diğer birçok konuda olduğu gibi “tek başına” veya “birlikte olmak istediği kişiler”le halletmek istediğini görüyoruz. 
Ancak ortada çok ciddi bir sorun var: Uzun bir süredir Kürt sorunu ile PKK sorunları içiçe geçmiş durumda. Ayrıca Erdoğan’ın (devletin) bütün çabalarına rağmen PKK’ya alternatif (ve tabii ki hükümete yakın) güçlü bir Kürt hareketi ortaya çıkmış değil ve çıkacağa da benzemiyor. Hükümetin Kürt sorununu Kürtleri aktif bir özne olarak sürece katmama yolundaki kimi girişimleri de bölgede AKP’ye yönelik ilgi ve desteğin azalmasına, dolayısıyla PKK’nın daha da kitleselleşmesine neden oluyor. 
Özetle Kürt sorununu  çözme konusunda bugüne kadar gelmiş başbakanların hemen hepsinden daha avantajlı olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimiz Erdoğan’ın kendisine acilen Kürt bir “çözüm ortağı” bulması gerekiyor. 




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı