Kürt sorunu: Hâlâ vakit var mı?

21.07.2012 Vatan

Ömer Laçiner 1991 yılında Kürt sorunu üzerine yazdığı kitaba “Kürt Sorunu: Henüz Vakit Varken” başlığını koymuştu. Gerçekten Kürt sorununda kâbus gibi bir dönemden geçmekteydik ve umutlu olmak için çok da fazla nedenimiz yoktu. Laçiner’in kitabının başlığı hem bu karamsarlığı, hem de son ümit kırıntılarını birden ifade ettiği için çok isabetliydi.

Aradan 20 yıldan fazla zaman geçtikten sonra şu soruyu sorabiliriz: Hâlâ vakit var mı? Bu soruya hızlı bir şekilde “tabii ki var” cevabını verip sözlerimizi “ama 20 yılda çok şey değişti” diye sürdürelim. Neler mi değişti?

- Öncelikle Kürt sorununun “bölgesel” boyutu çok daha fazla öne çıktı. Irak Kürtleri adım adım bağımsız devlet kurmaya doğru yol alırken Suriye’deki kaosun bu ülkedeki Kürtlerin önünü iyice açtığını görüyoruz. Başşar Esad rejimi varlığını sürdürür mü bilinmez ancak Suriye’nin yakın geleceğinde Kürtlerin en azından özerkliğe sahip olacakları kesin gibi.

- Irak ve Suriye’deki gelişmeler Türkiye ve İran’ı doğrudan ilgilendiriyor ve etkiliyor. Ulus devletlerin sınırları Kürtler arasındaki etkileşim ve işbirliğini engelleyemiyor. Iraklı Kürt partileri Suriye, İran ve Türkiye’de; PKK da Irak, İran ve Suriye’de etkili olabiliyor. Abdullah Öcalan dört ülkedeki Kürtleri kapsayacak “Kürdistan demokratik konfederalizmi” önerirken, ondan daha ileri bir önerme olan “bağımsız birleşik Kürdistan” fikri uzun süre sonra yeniden dile getiriliyor. 

- Öcalan’ın Kenya’da yakalanıp iade edilmesiyle birlikte Türkiye’nin Kürt sorunu yepyeni bir mecraya girdi. Herşeyden önce “terörle pazarlık yapılmaz” klişesi geçerliliğini yitirdi. Devlet önce Öcalan, ardından PKK ile düzenli görüşmeler yaptı ve sorunu çözemese bile en azından çatışma ortamını denetim altına almaya çalıştı.

- 20 yıl içinde devletin Kürt sorununa bakışında da önemli değişiklikler yaşandı. Özellikle AKP iktidarı döneminde red, inkar ve asimilasyon politikalarından büyük ölçüde vazgeçildi; bu noktada geçmişle kısmi yüzleşmeler yaşandı. Kürtçe önündeki engellerin kaldırılması yolunda TRT 6, seçmeli dil dersi gibi ciddi adımlar atıldı. 

- Bu süre zarfında Türkiye’deki Kürt siyasi hareketi de önemli aşamalar kaydetti. Parti kapatmalara ve başta yüzde 10 barajı olmak üzere bir dizi baskı ve engellemeye rağmen yerel ve genel seçimlerde istikrarlı bir şekilde oylarını artırdı. Son dönemdeki KCK operasyonları dahi Kürt hareketinin kitleselleşmesinin önünü alamadı, hatta bunu daha da hızlandırdı.

20 yıl içindeki değişimi anlatmayı daha da sürdürebiliriz ama burada keselim ve baştaki soruya verdiğimiz yanıta dönelim: Kürt sorununu çözmek için tabii ki hâlâ vakit var ama çözüm için öncelikle Kürt sorunu ve Kürtlerin 20 veya 10, hatta 2-3 yıl önceki gibi olmadığını görmemiz, kabullenmemiz ve söylemimizi, üslubumuzu, dilimizi buna göre gözden geçirmemiz şart. Aksi takdirde Türkiye Kürt sorununu çözemez ama Kürt sorunu Türkiye’yi çözer.

*****


İki iyi insan

Tatilde iki acı haber aldım. Gazeteci dostum Mustafa Kirman ‘44’ zor günlerde hep yanım(ız)da olmuş Şemsa Uygun ‘56’ kansere yenik düştü. Hayatta muhtemelen birbirlerini hiç görmemiş olan bu iki insan aynı saatte, birbirine epey yakın iki camiden son yolculuklarına uğurlandılar. İkisine de Allah’tan rahmet diliyorum.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
15.09.2024 Erdoğan’ın “din düşmanları”na ihtiyacı var
08.09.2024 Erdoğan genç teğmenlerden rahatsız
06.09.2024 Ruşen Çakır, Kemal Can ve Kadri Gürsel ile Haftaya Bakış (230): CHP iktidara yürüyor mu? Sisi-Erdoğan kavuşması - Teğmenlerin kılıçlı yemini
05.09.2024 Bir mozaik olarak Türkiye (4): Pakrat Estukyan Türkiye’de Ermeni olmayı anlatıyor: “Yegâne talebimiz eşit yurttaşlık”
04.09.2024 31 Mart’ta AKP ile seçmeni arasında ne oldu? Feyza Akınerdem ile söyleşi
04.09.2024 Transatlantik: Sisi-Erdoğan kardeşliği, BRICS Türkiye’ye ne katar? Netanyahu neden ateşkes istemiyor?
03.09.2024 “Erdoğan iyi, çevresi kötü” önermesinde son durum
02.09.2024 Kara Harp Okulu’ndaki “Subaylık Yemini” olayı: Hakan Şahin ile söyleşi
01.09.2024 Ayrılar aynı yerde: Kuvvet komutanları, HÜDA PAR, MHP…
31.08.2024 Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Atatürk’le alıp veremediği ne olabilir?
15.09.2024 Erdoğan’ın “din düşmanları”na ihtiyacı var
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
11.02.2016 Hesabên herdu aliyan ên xelet şerê heyî kûrtir dike
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı